Bundan birkaç yıl önce Playstation 3 ve Xbox 360’ın çıkmasıyla birlikte oyuncular adına yeni bir heyecan başlamıştı. Tüm oyuncular yepyeni grafiklerle oynanacak yeni oyunlar için beklemeye koyuldu. Zaman geçiyor ve her türden oyun sırayla konsollara gelmeye başlıyordu. Futbol, aksiyon, FPS, RPG derken oyuncular yavaş yavaş korku türünden gelecek bir oyununun eksikliğini hissetmeye başladılar. Klasikleşmiş korku serilerinin devam oyunları çıktı, ancak hiçbiri bu eksikliği dolduramadı. Ne Silent Hill, ne Resident Evil, oyuncuları korku anlamında besleyemedi. İşte tam o boşlukta Visceral Games bir korku oyunu duyurdu. En başta kimsenin çok beklentisi olmadığı bu oyun, daha sonra kitleleri arkasına sürükleyen bir korku serisi haline geldi. Bahsi geçen oyun, anlayacağınız üzere, Dead Space’ten başkası değil.

Korkmayın, Ben O Değilim

İlk Dead Space’i nasıl bilirdiniz, diye sorsam çoğunuzdan alacağım cevap (iyi bilirdik dışında) korkunç olacaktır. Uzaydaki ıssız adam temasıyla karşımıza çıkan Dead Space, bunun arkasına güzel bir hikaye ve harika bir atmosfer döşeyerek önümüze leziz bir korku oyunu sunmuştu. Devam oyunu Dead Space 2’yle daha hareketli bir atmosfer sunsa da özünde korku temasını hala yitirmemiş olan seri, en nihayetinde 3. oyununa kavuştu.

Serinin üçüncü halkası, ilk duyurulduğu andan itibaren tartışmalara konu oldu. Dead Space 3 ile seriye eklenen co-op özelliği, oyundaki korku unsurunu götüreceğinden dolayı beğenilmedi, dışlandı. Oyun çıkmadan yapılan bu eleştirilerin haklı olup olmadığına yazının hemen başında cevap vermek gerekirse, “Evet, bu eleştiriler haklı!” derim. Ancak şu noktaya açıklık getireyim, serinin korku unsurunu kaybetmesi co-op yüzünden olan bir şey değil. Seri, özünde bu türü kaybetmiş. İster tek kişi oynayın isterseniz iki kişi maalesef Dead Space 3 sizi korkutma açısından önceki oyunlara göre çok başarısız. Özellikle oyunun ikinci yarısından sonra tamamen aksiyona kapılıyor, korku nedir unutuyorsunuz.

Dead Space 3 Co-Op Demo video incelemesini seyrederek co-op hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
Dead Space 3’e bir serinin devamı değil de bize hiçbir vaatte bulunmamış, yepyeni bir oyun olarak bakacak olursak elimizdeki yapımın üst düzey olduğunu söylemem gerekir. Gerek kaliteli grafikleri gerekse seslendirme ve müzikleri ile size görsel ve işitsel ziyafet sunan Dead Space 3, bu sene çıkan oyunlar arasından kendine sağlam bir yer bulur. Oyunla ilgili tek sıkıntı sadece vasat kalan siperli çatışma dinamikleri. Oyun boyunca siperli çatışmaya çok fazla girmediğiniz için bu konunun size çok rahatsızlık vereceğini sanmıyorum.

Ancak Dead Space 3, hiç bilinmeyen bir marka değil. Önceki oyunlarında bize bir şeyler sunmuş ve oyunculara belli başlı şeyler vadeden bir oyun. Bu vaatlerden bir tanesi de oyunun korku oyunu olmasıydı. Bu durumları göz önüne alınca Dead Space 3’ün değeri oyuncu gözünde düşüyor. Çünkü oyun korku konusunda vasatı geçemiyor.

Eğer, “Korku ile çok işim yok, oyunun başka eksisi var mı?” derseniz eksi sayılabilecek bir konudan daha bahsedebilirim: Dead Space 3 neredeyse Dead Space 2’nin aynısı. Oynanış olarak aralarındaki farkı anlamak oldukça zor. Oyun içi mekaniklerindeyse sadece ufak tefek farklar var. Bunlardan biri, 4 silah yerine artık 2 silah taşıyabiliyor oluşunuz. Bir başkasıysa artık daha fazla cephane bulmanız ve daha fazla cephane harcamanız. Eğer attığını vuran oyunculardansanız oyun sonunda cebinize bol cephane kalacaktır.