29-08-2013, 11:06 AM

ULUSLARARASI Spor Tahkim Mahkemesi (CAS veya TAS) Fenerbahçe’nin itirazını reddetti.
Şaşırdım mı?
Hayır.
UEFA’nın bu kadar “iddialı” bir cezasını, tahkimin reddettiği pek görülmemiştir.
Fenerbahçe şimdi olayı İsviçre yargısına götürecekmiş. Ben peşinen söyleyeyim. Oradan hiçbir şey çıkmaz. Ceza artık kesindir. Dönüşü yoktur. Şimdi herkes Aziz Yıldırım’ı suçluyor ve istifasını istiyor.
Bana sorarsanız Aziz Yıldırım şike sürecinde Fenerbahçe Kulübü adına başarılı işler yapmıştır.
Elbette UEFA’nın verdiği cezayı engelleyememiştir, böyle bir gücü yoktur ama Türkiye’deki süreci çok başarılı yönetmiştir.
Fenerbahçe’nin gücünü çok iyi kullanarak, kulübün Türkiye’de bir ceza almasını engellemiş, şampiyonluk kupasını Trabzonspor’a kaptırmamış, öyle veya böyle futbol hukuku açısından meseleyi Fenerbahçe’nin hemen hemen hiç zarar görmeden atlatmasını sağlamıştır. Bu yüzden de Aziz Yıldırım’ı “İyi savunamadın” diye suçlamak haksızlıktır. “Tüm bunları niye yaptın da kulübü bu hallere düşürdün?” suçlaması elbette olabilir, ama onun için de artık geç kalınmıştır.
Fenerbahçeliler bu suçlamayı yapacaklarsa, 3 Temmuz süreci ya da şike davası başladığında yapmalıydılar. O gün başkan için yürüyüşler yapıp bugün “Bizi yaktın” demek komiktir.
Çünkü o gün, hadi bilemediniz dava sonuçlandığı gün Aziz Yıldırım, olağanüstü bir kongreyle başkanlıktan düşürülse ve kulüp üyeliğinden atılsa, Fenerbahçe kendini temizlemiş, suç kişiselleşmiş olurdu.
UEFA da o zaman kulübün yaklaşımını mutlaka göz önüne alır, belki hiç ceza vermez ya da çok daha küçük cezalarla bu mesele atlatılırdı. Bu yapılmayıp Aziz Yıldırım’a sahip çıkılınca UEFA cezayı verdi, CAS da onadı.
Bu yüzden Aziz Yıldırım suçlanmamalıdır.
Suçlu varsa, 3 Temmuz sürecinde Aziz Yıldırım’a sahip çıkanlardır.
HABERTURK

Bir masal var yaşar, uzaklarda
Bu ömür yetmez ona kavuşmaya
