Forumumuzun Jabber kanalı açılmıştır. Tıklayınız.


Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
"Bir gol kupayı getirir"
Yorum Sayısı: 3,851
Konu Sayısı: 3,652
Üyelik Tarihi: Sep 2011
Rep Puanı: 6,050
Cinsiyet: Erkek
Meslek: İşletme
İşletim Sistemi: win7
Bilgisayarım: phılıps
İnternet Tarayıcı: Google Chrome
Nerden: Dünyadan
Takim: galatasaray
#1
839145_detay.jpg?1366960465

HTSPOR

SERDAR ALİ ÇELİKLER
BİR GOL KUPAYI GETİRİR

Tarihinde ilk kez yarı final oynayan bir takım; 13. kez yarı final oynayan bir takım ile karşılaşıyordu. Üstelik bu takım da aynen kendisi gibi 3 kulvarda mücadele ediyordu. Ve yine üstelik bu takım düne kadar UEFA’da yenilmemişti. Başkanlarından teknik adamlarına kadar herkes turdan emindi. Şimdiden finali düşünüyorlardı. Çıktıkları maçlarda 110’dan fazla gol atmışlardı. Türkiye’de Benfica’nın Fenerbahçe’yi paspas gibi ezeceğine dair yorumlar olmuştu. Benfica’nın Sporting maçındaki hücum aksiyonlarına övgüler düzülmüştü. Ama kimse Sporting’in Fenerbahçe’nin kıyası olmayacağını hesaba katmamıştı.

**

Dün Fenerbahçe, tarihinin en önemli maçında ilk ve son 10 dakika dışında Benfica’dan daha iyi bir takım olduğunu gösterdi. 

-Bir kere neredeyse tüm ikili mücadeleleri kazananlar çubuklulardı. 

-Hiç; tam anlamıyla sıfır pozisyon veren de çubuklulardı. 

-Sinirlerine hakim olan da dengeli hücuma çıkan da hep çubuklulardı. 

-Tribünlerle bir olup rakibi boğan bir atmosfer yaratan da çubuklulardı. 

-İkinci yarının neredeyse ilk 35 dakikasında rakip yarı alanda oynayan ama buna karşın sadece 1 kontratak şansı veren de çubuklulardı. 

-Kalecisi gol tehlikesi yaşamayan; bir penaltı kaçıran; ayrıca 2 şutu da direkten dönen pozisyonları üreten de çubuklulardı.

Bu şartlarda bu kadar çok istekli bir rakibe karşı ancak bu kadar savaşılabilirdi. Ancak bu kadar kendilerini paralayabilirlerdi. Sadece bu mücadeleleri ve alın terleri için bile bu oyuncuları avuçlarım kızarıncaya kadar alkışlamayı bir borç biliyorum.

**

Fenerbahçe hep aynı dizilişle sahada olmasına rağmen savunma ve rakip etkisizleştirme anlamında müthiş bir taktik uygulayan; rakibi çok çalışıp ezberlediği belli olan bir takım sahadaydı dün. Bu maç için bu başarının mimarı da kesinlikle Aykut Kocaman’dır.

**

Bu maç Fenerbahçe’nin Avrupa yolculuğundaki en önemli seviye tespit sınavıydı. Bate ve Plzen ile oynanan iç saha maçlarında açıkça kötü oynamışlardı. Lazio galibiyeti rakibin eksilmesine bağlanmıştı. Oysa Benfica için hemfikirlik vardı. İşte bu nedenle bu galibiyet müthiş bir özgüven getirecektir. 38 maçtır yenilmeyen takıma, 1-0’lık galibiyete hayıflanılıyorsa bu daha da büyük özgüven getirecektir. Meireles ve Webo’nun rövanşta olmaması tabii ki dezavantaj. Ama Işık Stadı’nda bir gol finali; bence kupayı getirecektir. F.Bahçe artık ligi tamamen bırakıp bu kupaya odaklanmalı. Kayseri maçına tamamen yedek takımla çıkılmalı. Çünkü final ve hatta kupa artık göründü.

SERGEN YALÇIN
FİNALE ÇOK YAKINIZ

Fenerbahçe, zor olanı başardı ve çok daha farklı kazanacağı bir maçtan bir farkla galip geldi. Bana göre Sarı-Lacivertli oyuncuların beceriksizliği ve biraz da şanssızlık yüzünden 90 dakika 1-0 bitti. Aslında oynanan futbolun karşılığı bu değildi. Fenerbahçe ilk maçta finali garantileyebilirdi. Bir kez daha savunma anlayışının ne kadar önemli olduğunu gördük. Kanarya, takım savunmasını çok iyi uygulayınca Benfica 90 dakika boyunca neredeyse bir pozisyon bile bulamadı.

Tabii alınan bu sonuç çok net bir skor değil final için. Ama kendi sahanda böyle kazanmak üst derecede önemli. Fakat ne olursa olsun Benfica hafife alıncak bir takım değil. Şu gerçeği de belirtmek de fayda var; Fenerbahçe finali görmek istiyorsa deplasmanda bir gol bulmak zorunda. Kanarya’nın orta sahası dün akşam oldukça iyi oynadı. Rakibe top vermeyince Benfica üstüne gelemedi. Dönen toplar Sarı-Lacivertli takımın daha rahat çıkmasını sağladı. Ve arka arkaya gelen hücumlar en sonunda penaltıyı getirdi.

Fenerbahçe orta sahasını ilk defa bu kadar agresif gördük. Özellikle Meireles hatasız oynadı. Kuyt da oyunda kaldığı süre boyunca takımın en iyisiydi diyebilirim. Egemen ve Yobo çok önemli oyuncular. Kademe hatası yapmıyorlar ve çok başarılar. Cardozo gibi bir ismi etkisiz hale getirdiler. Nefes aldırmadılar. Gökhan Gönül için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Etkiliydi, sağ kanadı çok iyi kullandı. Diger kanattaki Ziegler bekleneni veremedi ama Gökhan, Benfica’ya kendi kanadında çok zor anlar yaşattı.

Webo için ise sezonun en iyi topunu oynadı diyebilirim. Hava toplarında oldukça etkiliydi; hemen hemen her topu aldı ve arkadaşlarına servis yaptı. Ancak uzatma dakikalarında gördüğü sarı kart acı vericiydi ve onun kalitesine yakışmadı. Sow ise kalitesini tekrar hepimize sundu. Enteresan koşuları ve ilginç paslarıyla rakip savunmayı zorladı. Mutlaka gol bulmalıydı ama şanssızdı. Deplasmanda Webo’nun yokluğunda ona çok iş düşecek.

Final için en önemli olay Fenerbahçe’nin Lazio deplasmanına benimsediği oyun anlayışını Portekiz’de sergilememesi. Benfica, İtalyanlar’a göre daha etkili ayaklara sahip. Oradaki 90 dakika bana göre golsüz bitmeyecek. Sarı-Lacivertli takım, ikinci maçta Saracoğlu’ndaki oyun anlayışı ile oynamalı. Rakip kaleye yakın olmalı. Ve savunma anlayışını asla kaybetmemeli. Bence bu oyun Sarı-Lacivertli ekbimizi finale taşıyacaktır. Ve Fenerbahçe bunu hak ediyor...

FAİK ÇETİNER
BU TAKIM YENİLMEZ

Fenerbahçe, tarihindeki en önemli maçlardan birine çıkmıştı. Rakip hem Portekiz hem de Avrupa Ligi’nde fırtınalar estiren Benfica idi. Top tekniği yüksek, moralli, kendinden emin, yıldızları olan bir takımdı. Ne yalan söyleyeyim; Portekiz ekibinden çekinmiyor değildim. Oyun başladı, Fenerbahçe ilk 5 dakika rakibini şöyle bir tarttı; ondan sonra başladı oynamaya. Rakibe basan, pres yapan, onlara top oynayacak geniş alan bırakmayan Fenerbahçe; ilk 45 dakikanın futbol ve pozisyon galibiydi. Aykut Kocaman sadece rakibin büyük silahı Cardozo’ya Egemen’i kelepçe olarak takmıştı. Sarı-Lacivertliler’in ilk yarıdaki presli oyunu Benfica’yı pas hatalarına zorladı. Takımdaki top tekniği yüksek, maça şekil verecek oyuncular (Aimar ve Matic) bile sahne alamadılar. İlk bölümde rakibin, kaleci Volkan’a ciddi tehlikeler yarattığını söyleyemeyiz. Bu yarıda futbol oynayan, pozisyon bulan sadece Fenerbahçe’ydi. Sow’un kafası direkten, Egemen’in kafası da kaleci Arthur’dan dönerken şans Fenerbahçe’den yana değildi. Devre biterken kazanılan penaltı tribünleri önce sevince; Cristian’ın vuruşu direkten dışarı gidince de üzüntüye boğdu. Fenerbahçe, Benfica’yı geçiyor direkleri geçemiyordu.

Oyunun ikinci yarısına da ümitle girdik. Gördük ki kaçan penaltı bile Fenerbahçe’nin moralini bozmamıştı. Kadrosunda Portekizli dışında Paraguaylı, Uruguaylı, Arjantinli, İspanyol, Hollandalı ne ararsan var Benfica; ikinci bölümde de sadece savunma yapabildi. Fenerbahçe oynuyor, rakibi seyrediyordu. Tek eksik goldü. Ve sonunda maçı hakedenin golü geldi. Egemen’in kafası ile ağlara giden top sadece Kadıköy’ü değil; Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Golden sonra da sahada şahlanmış, inanmış Fenerbahçe’yi seyretmeye devam ettik.

Karşılaşmadan önce Benfica’ya şans tanıyanlar dün gece şuna bir defa daha şahit olmuşlardı; hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyor. UEFA Avrupa Ligi’nde inanılmaz maçlar çıkaran Fenerbahçe’nin rövanşı kaybedeceğini düşünmüyorum. Volkan’dan Webo’ya müthiş oynayan bu takım Avrupalı. Bu takım final oynamalı. Eğer futbolun adaleti varsa...

ÖNDER ÖZEN
AMSTERDAM YOLU AÇILDI

Fenerbahçe, Benfica karşısında ilk yarıda oyun olarak üstünlüğünü skora yansıtamadı. İlk 45 dakikada için ne söyleyebiliriz?
Öncelikle şunun altını çizmemiz gerekiyor. F.Bahçe’yi UEFA Avrupa Ligi yarı finaline taşıyan temel unsur kendisine uygun bir tempoyu benimsemesi ve alan oyununu doğru oynamasıydı. Benfica karşısında da bunun devam ettiğini gördük. Fenerbahçe kendisini bu tura getiren makul tempo ve gerçekçi oyun planıyla ilk yarıyı oynadı. Rakibine hiç pozisyon vermeden 3 gol fırsatı yakaladı ve son dakikada bir de penaltı kazandı. Gol atamadı ama penaltıyla birlikte iki topu direkten döndü. Şükrü Saracoğlu’nda düşük tempolu bir oyun olmasına karşın, Fenerbahçe’nin 45 dakika içinde son derece belirgin bir şekilde oyun ve fırsat üstünlüğünü aldığını söyleyebiliriz.

İkinci yarıda etkili oyunun devam ettiğini gördük. 90 dakika boyunca sağlanan bu etkinliğin payı neydi?
Fenerbahçe, rakibini çok daha iyi analiz etmişti. Benfica’nın Fenerbahçe’yi aynı derecede analiz etmediğini gördük. Rakibin taç atışlarına kadar en ince detayı inceleyen Fenerbahçe teknik ekibini kutlamak gerekiyor. Ayrıca 3 gün önce oynanan Gençlerbirliği maçının bu karşılaşmaya ne kadar etki edeceği konuşuluyordu. Ama yıllardır bu kadar motive olmuş bir Fenerbahçe görmediğimi söylemeliyim. İkinci yarıda buraya kadar nasıl geldiyse, aynı doğruları uygulamaya devam etti takım... Aykut Kocaman’ın sezon başından bu yana istediği oyun harfiyen uygulandı. Özellikle takım savunması anlamında kusursuz bir oyun sergilendi. Bu anlamda takdiri hak ediyor Fenerbahçe. Oyunun hücum boyutunda bir çok gol kaçıran Sarı- Lacivertliler, şanssızlığı da yenmeyi başardı. Tekrar dikkat çekmekte fayda var... Oynadığınız takım Benfica’ydı... BATE ya da Plzen ile kıyaslanmayacak bir kalite. Ama böyle bir hücum makinesine karşı ‘sıfır pozisyon’la maç tamamlamak çok büyük iş.

Maçın yıldızı sizce kimdi?
F.Bahçe’de tüm oyuncular harikuladeydi. Ama bir oyuncuyu ayrı yere koymak gerek. Hem kritik müdahaleleri, hem takım savunmasını yönetişi hem de tur yolunu açan golüyle Egemen maçın yıldızıydı.

Peki ya rövanş?
Bu maçın 1-0 bitmiş olması F.Bahçe’nin şanssızlığından kaynaklandı. Ancak F.Bahçe’nin kusursuza yaklaşan savunma anlayışı ve Avrupa’daki ‘yenilmez’ deplasman grafiğiyle Amsterdam yolunun açıldığını söyleyebiliriz.
82688081_3749748_4241322423441.gif
Bir masal var yaşar, uzaklarda
Bu ömür yetmez ona kavuşmaya


b-491535-sdrhd.gif
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi


10tl.net Destek Forumu -

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping